australya barındırdığı hayvanlar konusunda biraz bahtsız bir memlekettir. dünyanın en zehirli on hayvanından sekizi bu bölgede yaşar. kaplan yılanı, akrep balığı gibi "o ne lan" dedirten ölümcül canlıların yanı sıra tuzlu suda timsah tatlı suda köpekbalığı bulabileceğiniz ender yerlerden biridir australya.
geçtiğimiz ocak ayında, australya'da çok büyük bir sel felaketi yaşanmış ve ülkenin üçüncü büyük kenti brisbane sular altında kalmıştı. yukarıda sözünü ettiğim tatlı-tuzlu su ayrımını pek iplemeyen türlerden biri olan boğa köpekbalıkları da nicedir hayalini kurdukları şehir turunu atmayı başarmış ve doyasıya eğlenmişlerdi. hatta iki tanesi normal şartlarda denize uzaklığı 12 mil olan bir mc donalds'ı ziyaret etmişler ve lokantanın kapı komşusu bir kasabı saatler boyunca dükkanında saklanmak zorunda bırakmışlardı. bu talihsiz kardeşimiz mc donalds'da köpekbalıkları tarafından parçalanan ilk insan olma ayrıcalığını yitirse de yakın tarihte vizyona girecek bait 3d isimli filme ilham kaynağı oldu.
bilenler bilir, azılı bir köpekbalığı ve b filmi tutkunu olduğumdan yıllardır sharks on a plane isimli bir filmi izlemek için yanıp tutuşmaktayım. snakes on a plane ve ardından zombies on a plane'i
* gördükten sonra b sinemasının yurttaş kane'i olabilecek bu yapımı beklemekle geçiyor günlerim.
geçenlerde
snakes on a plane'in yönetmeni david r. ellis'in köpekbalıklı bir film çekmek üzere olduğunu duyunca nihayet muradıma ereceğime son derece inanmıştım ama olmadı. kendisi
shark night 3d için uçağı değil bir göl kenarını tercih edip hayallerimi yıktı. tam bu sırada feryatlarımı duyan russell mulcahy imdadıma yetişti. uçakta olmasa da süpermarkette geçen bir köpekbalığı filmi çekmeyi başardı. kendisi
highlander gibi harika bir filmin üstüne
highlander ii the quickening gibi boktan bir filmi çekebildiğinden sürprizlerle dolu bir yönetmen. oyuncuların arasında
julian mcmahon dışında göze batan biri yok ama australya yapımı bir filmle karşı karşıya olduğumuzdan durumu kısaca nip/tuck'daki herif ve yanında bi ton taş abi ve abla olarak özetleyebiliriz. ne de olsa onca börtü böceğe ve yırtıcı hayvana karşı bu coğrafyada yaşayan en tehlikeli tür australya kızıdır.
şuradan izlenebilen fragmanından anlaşıldığı kadarıyla tsunami'nin yuttuğu bir kasabadaki süpermarketi büyük beyazlar basıyor ve ortaya
deep blue sea'deki atmosferi andıran bir durum çıkıyor. üstelik 3 boyutlu olması da cabası
not: ya arkadaşlar ben bu davaya baş koydum.
mega shark vs giant octopus'u çektiniz. kesmedi bi de
mega shark vs crocosaurus diye devam filmi yaptınız. 90 tonluk prehistotik köpekbalığını sudan bilmem kaç bin feet zıplatıp uçağın kanadından yakalattınız, şu hayvanı kabine bir türlü sokamadınız ya! bakın ne güzel sharks in venice'den sonra sharks in supermarket'i de çektiniz. olacak olacak "i've had it with these motherfuckin sharks on this motherfuckin plane" hadi aslanlarım benim