11 Nisan 2013 Perşembe

Chris bir iş görüşmesine yetişmek için otoyolda seyir halindedir. Bir kaza nedeniyle otoyol trafiği sıkışmıştır ve bu yüzden vakit kaybetmektedir. İş görüşmesine yetişebilmek için geri döner ve Batı Virgina otoyoluna çıkmak ister.Yolda benzininin azaldığını görür ve trafikten çabuk kurtulmak için bir tali yola sapar. Bu sırada tatil için yola çıkmış olan Jessie, Carly, Scott, Evan ve Francine otoyola fazla uzak olmayan bir yerde tekerlekleri patlayan arabalarıyla uğraşmaktadırlar. Chris aracının kontrolünü kaybederek bu grubun arabasına çarpar. Bu andan sonra işler karışır. Oluşan gerginliği Jessie, tekerlekleri patlattığını tahmin ettiği dikenli telleri keşfederek yatıştırır. Çünkü bu bir tuzak olabilir. Telefonla yardım istemek için arayışa giren grup ormanın içlerinde kendilerine dehşet dakikaları yaşatacak özürlü, deforme olmuş bedenleriyle ürkütücü görünümlü, insan eti yiyen üç karakterle mücadeleye başlarlar
yapım ekibi kafayı yemiş! ilk piranha filmi ilkine sadık kalırken aynı zamanda absürdlüğün, kanın ve cinselliğin oranını arttırmıştı. ikinci filmin yeni yayınlanan fragmanına bakınca işin tamamen absürd komediye dönmüş gibi bir hali var. insan bedenine yerleşip, ısırıklarıyla insanı zombi yapan piranhalar! yine bol kan ve çıplaklık sosuyla tabi. benim gibi b film sevenlerin havada karada izleyeceği bir film ama muhtemel seriye dönüşecek piranha daha ikinci film de bu kadar uçtuysa üç hiç olmayabilir! fragmanda alien, planet terror,
night of the living dead ve a nightmare on elm street göndermeleri dikkat çekiyor. filmde feast ekibinin imzası var. eğlenceli olacak gibi. bazıları içinse iğrenç!

10 Nisan 2013 Çarşamba

australya barındırdığı hayvanlar konusunda biraz bahtsız bir memlekettir. dünyanın en zehirli on hayvanından sekizi bu bölgede yaşar. kaplan yılanı, akrep balığı gibi "o ne lan" dedirten ölümcül canlıların yanı sıra tuzlu suda timsah tatlı suda köpekbalığı bulabileceğiniz ender yerlerden biridir australya.

geçtiğimiz ocak ayında, australya'da çok büyük bir sel felaketi yaşanmış ve ülkenin üçüncü büyük kenti brisbane sular altında kalmıştı. yukarıda sözünü ettiğim tatlı-tuzlu su ayrımını pek iplemeyen türlerden biri olan boğa köpekbalıkları da nicedir hayalini kurdukları şehir turunu atmayı başarmış ve doyasıya eğlenmişlerdi. hatta iki tanesi normal şartlarda denize uzaklığı 12 mil olan bir mc donalds'ı ziyaret etmişler ve lokantanın kapı komşusu bir kasabı saatler boyunca dükkanında saklanmak zorunda bırakmışlardı. bu talihsiz kardeşimiz mc donalds'da köpekbalıkları tarafından parçalanan ilk insan olma ayrıcalığını yitirse de yakın tarihte vizyona girecek bait 3d isimli filme ilham kaynağı oldu.

bilenler bilir, azılı bir köpekbalığı ve b filmi tutkunu olduğumdan yıllardır sharks on a plane isimli bir filmi izlemek için yanıp tutuşmaktayım. snakes on a plane ve ardından zombies on a plane'i * gördükten sonra b sinemasının yurttaş kane'i olabilecek bu yapımı beklemekle geçiyor günlerim.

geçenlerde snakes on a plane'in yönetmeni david r. ellis'in köpekbalıklı bir film çekmek üzere olduğunu duyunca nihayet muradıma ereceğime son derece inanmıştım ama olmadı. kendisi shark night 3d için uçağı değil bir göl kenarını tercih edip hayallerimi yıktı. tam bu sırada feryatlarımı duyan russell mulcahy imdadıma yetişti. uçakta olmasa da süpermarkette geçen bir köpekbalığı filmi çekmeyi başardı. kendisi highlander gibi harika bir filmin üstüne highlander ii the quickening gibi boktan bir filmi çekebildiğinden sürprizlerle dolu bir yönetmen. oyuncuların arasında julian mcmahon dışında göze batan biri yok ama australya yapımı bir filmle karşı karşıya olduğumuzdan durumu kısaca nip/tuck'daki herif ve yanında bi ton taş abi ve abla olarak özetleyebiliriz. ne de olsa onca börtü böceğe ve yırtıcı hayvana karşı bu coğrafyada yaşayan en tehlikeli tür australya kızıdır.

şuradan izlenebilen fragmanından anlaşıldığı kadarıyla tsunami'nin yuttuğu bir kasabadaki süpermarketi büyük beyazlar basıyor ve ortaya deep blue sea'deki atmosferi andıran bir durum çıkıyor. üstelik 3 boyutlu olması da cabası

not: ya arkadaşlar ben bu davaya baş koydum. mega shark vs giant octopus'u çektiniz. kesmedi bi de mega shark vs crocosaurus diye devam filmi yaptınız. 90 tonluk prehistotik köpekbalığını sudan bilmem kaç bin feet zıplatıp uçağın kanadından yakalattınız, şu hayvanı kabine bir türlü sokamadınız ya! bakın ne güzel sharks in venice'den sonra sharks in supermarket'i de çektiniz. olacak olacak "i've had it with these motherfuckin sharks on this motherfuckin plane" hadi aslanlarım benim

Scream 4 (stilize olarak SCRE4M ) 2011 yapımı Amerikan slasher filmi ve Scream (çığlık) film serisinin dördüncü filmidir. Filmi Wes Craven yönetmiş ve yazarlığını Kevin Williamson üstlenmiştir. Ayrı zamanda Scream ve Scream 2'dede yazarlık yapmıştır. Başlıca oyuncular David Arquette, Neve Campbell , Courteney Cox , Emma Roberts ve Hayden Panettiere.
Film 15 Nisan 2011 tarihinde vizyona girmiş. ilk açılışta, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da 19,3 milyon dolar ile İlk filmden bu yana en düşük ikinci açılışı oldu
Chris bir iş görüşmesine yetişmek için otoyolda seyir halindedir. Bir kaza nedeniyle otoyol trafiği sıkışmıştır ve bu yüzden vakit kaybetmektedir. İş görüşmesine yetişebilmek için geri döner ve Batı Virgina otoyoluna çıkmak ister.Yolda benzininin azaldığını görür ve trafikten çabuk kurtulmak için bir tali yola sapar. Bu sırada tatil için yola çıkmış olan Jessie, Carly, Scott, Evan ve Francine otoyola fazla uzak olmayan bir yerde tekerlekleri patlayan arabalarıyla uğraşmaktadırlar. Chris aracının kontrolünü kaybederek bu grubun arabasına çarpar. Bu andan sonra işler karışır. Oluşan gerginliği Jessie, tekerlekleri patlattığını tahmin ettiği dikenli telleri keşfederek yatıştırır. Çünkü bu bir tuzak olabilir. Telefonla yardım istemek için arayışa giren grup ormanın içlerinde kendilerine dehşet dakikaları yaşatacak özürlü, deforme olmuş bedenleriyle ürkütücü görünümlü, insan eti yiyen üç karakterle mücadeleye başlarlar

hatalarının düzeltilmesi vs.) Düzenleme yapıldıktan sonra bu şablon kaldırılmalıdır.
Testere
YönetmenJames Wan Testere II den itibaren yönetmen koltuğuna Darren Lynn Bousman oturmuştur. Beşinci filmi ise David Hackl çekmiştir.
YapımcıGregg Hoffman
Peter Block
Lark Bernini
SenaristJames Wan
Leigh Whannel
OyuncularLeigh Whannell
Cary Elwes
Danny Glover
Ken Leung
MüzikCharlie Clouser
Fear Factory
Pitbull Daycare
Front Line Assembly
DağıtıcıLion Gates Film
TürüKorku
Yapım yılı2004, ABD
Süre102 dakika
Dilİngilizce
Bütçe1,2 million $
Hasılat103.096.345 $ milyon
Devam filmiTestere 2

Testere (Özgün adı: Saw), 2004 yılı yapımı bir psikolojik gerilim filmidir. James Wan tarafından yönetilmiş, James Wan ve Leigh Whannell tarafından yazılmıştır.
İlk olarak, Sundance Film Festivali'nde, Ocak 2004'de gösterilmiş, daha sonra aynı yıl vizyona çıkmıştır. Testere I filmi 29 Ekim 2004' te vizyona çıkmış olup; devam filmi, Testere II 28 Ekim 2005 ve diğer devam filmi Testere III 27 Ekim 2006'da vizyona çıkmıştır. Testere serisinin bir sonraki devam filmi Testere IV ün çekimleri 30 mayıs 2007 itibariyle sona ermiş film 26 Ekim 2007 tarihinde vizyona girmiştir.Yönetmen koltuğunda yine Darren Lynn Bousman oturuyor.Tobin Bell tekrar Jigsaw rolüyle kamera karşısına geçecek.Testere hayranları serinin 4. filmindenden kafalarında birçok soru işareti ile ayrıldı. Bu sorulara cevap bulabilmek umuduyla serinin devamının çıkmasını bekliyorlar. Testere V 24 Ekim 2008'de gösterime girdi. Büyük ilgi duyan bu filmin serisi devam edeceğe benziyor. Serinin 6.filminde de insanlar ölümle burun buruna geliyor ve oyunun taşları yerine oturuyor. Gösterim tarihi olarak 23 Ekim 2009 olarak ön görülüyor.Yapımcılar Testere XII ye kadar isim hakkını almış durumdadır. Ayrıca filmin yeni nesil konsol ve PC'lere oyunu hazırlanmakta ve VII.(7) seri 3D teknolojisi kullanılarak çekildi.

5 Nisan 2013 Cuma



 Yaşayan en büyük yönetmenler arasına gözümüzü kırpmadan koyacağımız John Carpenter, rutin ve huzurlu banliyö yaşantısına Myers’ı dahil ettiğinde seneler 1978’i gösteriyordu. Günün korkularını çok iyi anlayan ve bunu filmine büyük ustalıkla yediren yönetmenin, teknik açıdan da bir zirve noktasına işaret eden orjinal Halloween’i bizi baş karakteriyle odalarda dolaştırıyor, boş sokaklarda yalnız başımıza bırakıyor, en güvendiğimiz yer olan evimizi bile bir korku mekanı haline getiriyordu. Rüzgarın sesi, orijinal müzikle birleştiğinde ise bir korku klasiğinin nasıl olması gerektiği artık anlaşılmıştı.